Bu yıl Karadeniz’de ki fındık üreticisinin baş belası olan kahverengi kokarcanın istilasına uğrayan fındık dallarında fındığın randımanını düşürmesini fındıklarını Terme meydanında çuvallar dolusu fındıklarını yola döktüler.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- CHP Genel başkan yardımcısı gölge bakan Erhan Adem, Grup başkanvekili İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın ve CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan, il başkanı Mehmet Özdağ, Terme ilçe örgütünde partililere ve Terme Ziraat odasında birer konuşma yaptılar.
Terme ilçe örgütünde konuşan Grup başkanvekili Günaydın şöyle dedi.
“Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi halkın sorunlarına talip ve sorunlarının çözülmesine etki edecek bir birikime sahip olduğunu söylüyor. Bunu da uygulamalarıyla hayata geçiriyor. Fark ettiniz mi gibi bütün bir yaz döneminde bizden başka hiçbir siyasal parti miting yapamazken, dışarıya çıkamazken Cumhuriyet Halk Partisi Rize'de çay mitingi yaptı. Giresun'da fındık mitingi yaptı. Hayrabolu'da buğday mitingi yaptı. Sonra döndü Gaziantep'te Antep fıstığıyla ilgili. Salihli'de bölge ürünleriyle ilgili miting yaptı. Sonra bir 10 gün içerisinde de Edirne'de Ayçiçeğiyle ilgili bir miting yapacak. Çeltik konusunu da ayrıca ele alacak. Gördüğünüz gibi nerede bir sorun varsa CHP buraya en üst düzeyde girmeye çalışıyor. Sadece genel başkanın düzenlediği mitinglerle değil, bugün olduğu gibi alana genel başkan amcalarıyla, milletvekilleriyle girerek de halkın sorunlarını tespit etmeye ve çözüm yollarını bulmaya gayret ediyor.”
Yerli ve milli Samsun, Bafra, Yenice ve Tokat sigaralarımız vardı neredeler?
Yerli tütünün öldürüldüğünü vurgulayan Gökhan Günaydın;
“Tabii toplantılarımızda çok gündem olmadı ama Karadeniz açısından tütünün ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye'de tütünü öldürdüler. 1925 yılında Atatürk'ün reji idaresinden satın alarak 4 milyon TL'ye satın alarak yeniden devletleştirdiği tek eli 1,7 milyar dolara British American Tobacco firmasına peşkeş çektiler. Milli ve yerli olduklarını söylerler ama bu satılma neye yol açtı diye sorarsanız, Türkiye'de 6 tane sigara fabrikası vardı, tamamı kapatıldı. Yerli tütün öldürüldü ve söyleyelim Samsun'dayız. Bizim Samsun diye bir sigara markamız vardı, hatırlıyor muyuz arkadaşlar? Bafra diye bir sigara markamız vardı. Tokat’ımız vardı, Yenicemiz vardı. Bunların hiçbirisi yok artık. Herkesin cebinde Marlboro, Camel yani milli ve yerliyiz diye söylüyorsun ama bu ülkeye ait olan ne varsa ortadan kaldırıyorsun” diye konuştu.
Kafası koparılmış tavuk gibi ortalıkta dolanan kamusal tarım yönetimi var
Zirai Mücadele Genel Müdürlüğü vardı bu memlekette ve bu şekilde epidemi yaratabilecek her konuyu önceden tespit eder, kışlaklarında bunların önlemini alır ve dolayısıyla zarar vermesini engeller diyen grup başkanvekili Gökhan Günaydın;
“Yani fındık meselesi tabii ayrı bir öykü. Dünyada %70'ini ürettiğin bir ürünün piyasasına egemen olamamak ve adeta ürettiğin ürünün katma değerini yabancılara teslim etmek Türkiye'nin adeta bir vakayı adiyesi haline geldi. Bu sene bunun üzerine tabii bir kokarca zararlısının yarattığı inanılmaz verim ve fiyat kaybı gibi bir durum eklendi. İfade edelim, eskiden bir Zirai Mücadele Genel Müdürlüğü vardı bu memlekette ve bu şekilde epidemi yaratabilecek her konuyu önceden tespit eder, kışlaklarında bunların önlemini alır ve dolayısıyla zarar vermesini engeller. Mücadeleyi entegre yapar ve kamusal bir mücadele yapardı. Bugün bunların her birinden uzak, adeta ne yaptığını bilemez, kafası kesilmiş tavuk gibi ortalıkta dolaşan bir tarımsal kamu yönetimi var. Bunların tamamını değiştireceğiz. Bunların tamamını ülkenin yararına olmak üzere yeniden inşa edeceğiz. Değişim ve yeniden inşa bu dönemin iki önemli sözcüğü arkadaşlar. Çünkü cumhuriyet bilim ve akıl üzerine inşa edilmiştir. Onun yerine gerçekten liyakatten uzak konuyu bilmeyen halkın sorunlarına yabancı bir güruhun eline kaldı bu memleket. Burada biz de özeleştiri yapacağız. Biz de kendimizi yenileyeceğiz ve daha çok alanda görüneceğiz. Gelelim fındık meselesine sevgili arkadaşlar. Dünyada bana başka bir memleket gösteremezsiniz ki herhangi bir ürünün %70'ini üretsin ama o memlekette o tek el oluşmuş ürünün çiftçisi mustarip olsun. Ne Türkiye buradan elde edebileceği katma değeri elde edebiliyor ne de çiftçi buradan alabileceği parayı alıyor. Bu sene mevcut ticari ve zirai sorunların yanına bir de kokarca meselesi eklendi. Arkadaşlar biz ziraat mühendisiyiz. Bizim bitki koruma denilen bölümlerimiz var. Zirai mücadele işiyle uğraşan, hayatını buna vermiş arkadaşlarımız var. Dünyada herhangi bir hastalık ya da zararlı olsun ki çaresi olmasın. Böyle bir şey yoktur. Biz bunu organize edebiliriz. Düşünün eskiden bir süne kımıl vardı zararlı olarak. Buğdayda. Zirai mücadele teşkilatı kışın onların kışlaklarından ilaçlamaya başlardı. Yani bir böceğin hayat devresi var, o hayat devresinde en zayıf olduğu dönemden başlayarak ilaçlayacaksın ki popülasyonu artmasın ve zarar eşiğine gelmesin. Biz bunu sünede, kımılda yıllarca yaptık da kokarca da yapamaz durumda mıyız? Sanki böyle inanılmaz bir böcek gelmiş Türkiye'yi istila ediyor ve biz burada bir şey yapamıyoruz. Sorun ne? Sorun maalesef bununla başa çıkabilecek bir Tarım Bakanlığı organizasyonu kalmadı” diye açıklamalarda bulundu
Nitelikli mücadeleye gerek var
Grup başkanvekili Günaydın, şunları söyledi.
“Ya kimseye hakaret etmek için söylemiyorum. İbrahim Yumaklı mevcut bakan gazeteci arkadaşlar. Bundan evvelki bakan Bekir Pakdemirli bir yabancı firmanın temsilcisiydi. Ya hiç mi yok arkadaşlar tarımdan anlayan biz sana CHP'li birini koy demiyoruz. Tamam kendi partinden birisi olacak elbette ama tarımdan anlayan bir adam koy bir tarım organizasyonu yapsınlar. Zirai Mücadele Genel Müdürlüğü'nü dağıttın. Ben söyleyeyim arkadaşlar bunun için çok nitelikli bir mücadeleye ihtiyaç var. Kışlaklarından başlayarak hayvanı en zayıf olduğu yerde ilaçlayacak bir entegre mücadeleye ihtiyaç var. Sadece tuzaklarla bu meseleyi halledemezsin. Aşmış artık onu. O popülasyon artmış. Senin acil ilaçlama yapman lazım. Ve evvelinde de tabii daha yüksek yerlerde entegre mücadeleye, biyolojik mücadeleye dönmen lazım. Sen burada, ovada tuzak dağıtarak bu işi çözemezsin. Gerçi dağıttığın tuzak da zaten sayı olarak yeterli değil. Yani gerçekten bu memleketle dalga geçmek anlamına geliyor. Tabii yaşayan biliyor. Yüzde 30'un altına düşmüş bir fındık randımanından bahsediyoruz. Yazıktır, günahtır yani. Ve bunlar bu memleketin çözemeyeceği işler falan değil. Acayip pahalı işler de değil. Yeter ki zamanında akılla, planlamayla buralara mücadele et” dedi.
Milletvekilli Murat Çan;
“45 yıldır dediğim gibi yevmiyesini alıp okul haçlığı yaptığım fındıkta bu sene ilk defa üreticinin canının yandığını gördüm. En çok da termede üreticinin canının yandığını, ciddi anlamda eziyet çektiğini gördüm. 20'li, 25'li kendi fındığım 32 randıman geldi. 50'li rakamlar belki %20-30'un üzerinde değil. Dolayısıyla yıllarca ülkeye bakan, ülkenin hem tarım ihracatına hem de toplam ihracat rakamlarına önemli bir girdi sağlayan fındık üreticisi bu sene hükümet tarafından pas geçiliyor, görülmüyor” dedi.