Davacılar vekili Av. Yaşar Altürk temyiz nedenlerini şöyle açıklıyor!
Kararın esas aldığı bilirkişi raporu kapsamında yer alan kaygı, kuşku ve eleştirel yönler irdelenip değerlendirilmeden, eksik inceleme ile ve yetersiz bir yaklaşımla hukuka aykırı karar verildiği gibi, dosyaya sunduğumuz itiraz nedenlerinden hiçbiri karar kapsamında irdelenip değerlendirilmeden, soyut ve afaki bir yaklaşımla ve eksik inceleme ile karar verildiği,
Nesnellik, yansızlık, iyi niyet, doğruluk ve bilimsellik gibi temel ilkelerden tamamen uzak ve yanlı bir yaklaşımın tesiri altında kalarak tanzim olunan bilirkişi raporu ilmi ölçütler içinde irdelenmeden karar verildiği,
Anayasanın insan yasamı, çevre değerlerinin korunması ve "sağlıklı bir çevrede yasama hakkını" düzenleyen amir hükmü ve Çevre Hukukunun en temel kuralları ve kamu yararı ilkesini ağır şekilde ihlal edilerek tanzim olunan bilirkişi raporunu esas alan Samsun 3. İdare Mahkemesinin kararı usul, yasa ve hukuka açıkça aykırı bulduğumuz için anılan kararı temyizini istedik.
Bilirkişi raporunu irdelenip değerlendirmediği gibi, dosyadaki bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizde sistematik şekilde sıraladığımız itiraz nedenlerinin hiçbiri dikkate alınıp karşılanmamış; ikna edici ve inandırıcı bir karar vermek yerine, sırf davalı idareyi ve yüklenici firmayı hoşnut tutma amacı ile hareket edilerek, yanlı ve taraflı bir yaklaşımla hukuka aykırı bir karar verilmiştir. Anayasamızın amir hükmü, Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin ilgili hükümleri ile kamu yararı ilkesi hiç gözetilmeden, eksik inceleme ile verilen karar usul, yasa ve hukuka açıkça aykırı olduğu için temyiz isteğimizin kabulü ile Samsun 3. İdare Mahkemesinin kararının bozulmasını ve haksız işlemin iptaline karar verilmesini talep ettik.
Davaya konu santralin bulunduğu alanın kuru mutlak tarım arazi vasfında ve Çarşamba Büyük Ova sınırları içerisinde kaldığı, tesis kurulmadan önce de alanın tarımsal fonksiyonunun bulunmadığı açık olmakla birlikte, bu durumun tek basına alanın tarımsal faaliyetler dışında kullanılabileceği sonucunu doğurmadığı; Kullanım şekli ve yapılacak faaliyetin Çarşamba Büyük Ovası sınırları içerisinde yer alan tarımsal faaliyetlere ve tarım alanlarına etkilerinin bir bütün halinde ele alınması gerektiği, bilirkişi raporunda halk sağlığı uzmanı tarafından "işletme binasının dış yüzünde görülen toz birikimi, tesis içinde ortaya çıkan tozların dağılmasının yeterince önlenemediği, binanın üst katlarına kadar çıkabilmiş olan toz birikimi, tesis çevresindeki duvarın tozların çevreye dağılmasını tam olarak engelleyemediğini; çevredeki bina, insan, bitki ve hayvanları etkileyebileceğini gösterdiği" seklinde tespitlerde bulunulduğu; Bu açıklamalar doğrultusunda, davaya konu proje sahasının mutlak tarım arazisi niteliğinde olduğu hususu ile halk sağlığı uzmanı tarafından işletmenin kullanımı sırasında oluşan tozların engellenemediği ve bu durumun bina, insan, bitki, hayvanlar açısından olumsuz etkilerinin olabileceği hususu birlikte ele alındığında, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının hukuka ve kamu yararına aykırı olduğu görüsüyle" davanın reddine yönelik olarak verilen çoğunluk kararına katılmadıkları ifade olunmaktadır. Muhalefet şerhine ve dayandırıldığı gerekçeye aynen katıldığımız için temyiz isteğimizin bu yönüyle de kabul edilerek Samsun 3. İdare Mahkemesinin usul, yasa ve hukuka aykırı bulduğumuz kararının bozulmasını ve haksız idare işleminin iptaline karar verilmesini de talep ettik.
