Din duygularını kullanarak yapılan aldatma, istismarın en tehlikelisi ve sinsi olanıdır.
Mark Twain güzel söylemiş:
“Politikacının hayatının yarısı seçmeni, öbür yarısı birbirini aldatmakla geçer.”
Camilerde kılınan sabah namazlarını, birlikte yapılan kahvaltıları sosyal medya hesaplarından paylaşanlar aslında kendilerini kandırıyorlar.
Yurttaşlar kimin ne olduğunu, hangi amaçla din duygularını kullanmak istediğini çok iyi biliyor.
Bayatlayan bu numaraları yemiyor!
Genel seçimler yaklaştıkça gece gündüz demeden Samsun’un 17 ilçesinde boy gösteren aday adayları ilk üç sırada yer kapmak için boy göstermeye devam ediyorlar.
Bazısı ise salt Samsun’u değil önce İstanbul’u turladı.
İstanbul yetmedi, Ankara turuna başladı.
Partisinin genel başkanının yanında fotoğraf karesine girmek için çabaladı.
Bazıları da kaygılı!
Kaygı İYİ Parti hariç Millet İttifakı’ndaki diğer 4 partiden kaç kişi CHP listesinde yer alacak.
Öyle ya, ikinci veya üçüncü sıralara Millet İttifakı’ndan isimlerin yerleştirilmesi halinde Samsun’da seçim CHP açısından tehlikeye girer.
CHP Genel Merkezi geride bıraktığımız seçimlerde iki milletvekili zor çıkaran Samsun örgütüne “Bu seçimde en az üç milletvekili istiyorum” diyerek sorumluluk vermelidir.
Sıralamayı Samsun İl Örgütü, ilçe örgütleri ile birlikte “merkez-doğu yaka-batı yaka” üçgeninde oy patlaması yapabilecek isimler arasından yaparsa CHP Samsun’da üç milletvekili çıkarır.
Genel Merkez “Listeyi ben yapacağım” derse sonuç hiç de iyi olmaz.
Bu arada siyesi simsarlar ortaya çıkmaya başladı.
Bazı kişiler, aday adayı olmak isteyenleri telefonla arayarak, genel merkezde önemli tanıdıkları olduğunu, ancak bununda maddi boyutu bulunduğunu söylüyorlarmış.
Hiçbir aday adayının bu siyaset simsarlarının ağına düşmemesi gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, kelin ilacı olsa başına sürermiş.
Bu simsarların gücü olsa kendilerini seçilecek yerlerde listelere koyarlar.