Evet, bir kez daha vahşetle, bir kez daha kanla, bir kez daha hayvan nefretinden doğmuş karanlıkla karşı karşıyayız. Bu ülkenin her sokağında hayvana işkence, her mahallesinde sessizlik, her köşesinde cezasızlık kol geziyor.
Bu hayvanı asabilecek talimatları cami duvarlarına taşıyan kansızlar, yalnızca bireysel caniler değildir. Bunlar, hükümetin sokak hayvanlarını hedef gösteren söylemlerinden cesaret alan aşağılık güruhların taşeronlarıdır. Onlara bu iğrenç cesareti veren ise kin ve nefretle beslenen, bilimden uzak, vicdandan kopmuş siyasi politikalardır.
“CUMHURİYETTEN SALTANATA” CESARETİYLE GELEN VAHŞET
Bu ülkede artık her sokak hayvanı, üst düzey makamlardan gelen her açıklamayla hedef haline getiriliyor. Cumhuriyet rejiminden saltanat hevesine göz kırpanların, “sokaklar hayvansızlaştırılmalı” diyerek oluşturduğu iklim, hayvana şiddeti normalleştirdi.
Her yeni açıklamanın ardından yeni bir infaz haberi geliyor. Yeni bir kurban. Yeni bir sessizlik.
Çünkü artık herkes biliyor: Silivri soğuktur.
Kimse konuşamıyor, herkesin işi gücü var, ama kimsenin insanlığı kalmadı. Sırf sustuğumuz için bu vahşet bize “normalmiş” gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bu ülkede bir canlının boynundan asılması, haber bültenlerinde birkaç saniye yer alıyor sadece. Sonra yine sessizlik. Sonra yine karanlık.
O İP ORADAN SARKIYOR, O KAN ORADAN AKIYOR!
Valilikler, Milli parklar, yetkililer… Sokak hayvanlarını “toplamak” söz konusu olduğunda gözlerinde ışık yanıyor, ama iş bu vahşete müdahale etmeye geldiğinde kimse kılını kıpırdatmıyor.
Barınaklar dolup taşmış, hayvanlar istiflenmiş, ölüme terk edilmiş. Ama “toplamak” hâlâ en büyük meziyet gibi sunuluyor.
Samsun Valiliği, bu konuda gerçekten bir adım atacak mı? Yoksa bu caniliği sümen altı edip sessizliğe gömecek misiniz?
Siyasi iktidarın söylemleri bu toplumu tetikçi haline getirmiştir. Bu cinayetler örgütlü değildir belki ama, örgütlenmiş bir cehaletin, beslenmiş bir nefretin ürünüdür.
BU ARTIK POLİTİKA DEĞİL, DÜPEDÜZ VİCDANSIZLIK
Bu işin partisi yok. Bu, sağcılığın, solculuğun, muhalefetin, iktidarın üstünde bir mesele. Bu, düpedüz insanlık meselesi.
Ama siz insanlığı çoktan terk ettiniz.
Cami duvarına boynundan asılmış bir kedinin mesajı, yalnızca kediye değil, hepimize verildi.
Ve bu nefret diliyle, bu politikayla, bu suskunlukla o mesajlar cami duvarlarında asılı kalmaya devam edecek gibi.
Ta ki biri dur diyene kadar.
Ta ki o ipin ucunu çeken eller kadar, ipi oraya sarkıtan dili de hesap verene kadar.