Televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde, sosyal medyada tek bir tartışma dönüyor: “CHP’ye kayyum atanacak mı, atanmayacak mı?” Sanki hayatımızı belirleyen tek mesele buymuş gibi, sanki ekmeğimizin, suyumuzun, geleceğimizin önemi yokmuş gibi.

Oysa gerçek hayat, ekranların gösterdiğinden çok daha sert.
Ülkenin dört bir yanında doğa, sessizce ve acımasızca katlediliyor. Zeytin ağaçları ürünleriyle birlikte kökünden sökülüyor; dallarındaki bereketiyle değil, köklerinden koparılıp kamyonlara yüklenişiyle haber oluyor.

Ama kimse duymuyor bu çığlığı. Çünkü kulaklarımız kayyum tartışmalarının gürültüsüyle dolu.

Akbelen’de, köylü kadınların direniş çığlıkları yükselirken; Kirazlı’da toprağın canı altın uğruna sökülürken; Kazdağları’nda asırlık ağaçlar bir bir devrilirken… 

Ülkenin gündemi bambaşka.

Birileri, kara bulut gibi üzerimize çöken siyasi tartışmalarla gözümüzü gökyüzüne çevirtirken, toprağın altı çoktan şirketlere peşkeş çekiliyor.

Bu kara bulut, yalnızca siyasetin bulutu değil; aynı zamanda unutturmanın, susturmanın, görmezden gelmenin bulutudur.

Ve biz unuttukça, susmayı seçtikçe, görmezden geldikçe o bulut biraz daha kalınlaşıyor, biraz daha kararıyor.

Oysa kara bulutun ardında güneş hâlâ var.

Ve o güneş, yalnızca doğayı savunanların, köküne sahip çıkanların, dağını terk etmeyenlerin ellerinde yeniden yükselebilir.

DÜRTMEN’İN ÇIĞLIĞI

Ve işte şimdi yeni bir yara açılmak üzere: 

Samsun’un Alaçam ilçesinde, Dürtmen Dağı’nda.

Kanadalı maden şirketi Centerra Gold, MAPEG’in web sitesinde yayımlanan ön çalışma duyurusuyla sahaya adım atmaya hazırlanıyor. Kâğıt üzerinde masum görünen bir “ön etüt,” aslında toprağın kaderine kazınan ilk kara lekedir. Çünkü biz çok iyi biliyoruz: Her sondaj, ardından açılacak bir yara; her rapor, ardından gelecek bir talan demektir.

Ama hesap edemedikleri bir şey var: Alaçamlıların yüreği.

Bugün köy kahvelerinde, evlerin avlularında, sosyal medyanın en ücra köşelerinde tek bir ses yankılanıyor:

“Dürtmen Vatandır!” 

“Dağımıza, ormanımıza, suyumuza dokunmayın!”

Alaçam Dayanışma gruplarında köylüler canla başla örgütleniyor. WhatsApp mesajları, bir köylünün fısıltısını diğerine taşıyor; o fısıltı giderek büyüyor, dağın rüzgârıyla birleşiyor ve büyük bir haykırışa dönüşüyor.

Çünkü Dürtmen yalnızca bir dağ değil.

Orada serinleyen çocukların anısıdır, orada yankılanan kuşların türküsüdür, oradan akan suyla yeşeren tarlaların umududur. Dürtmen, köklerini topraktan alan her canlının ortak evidir.

Şirketler, haritalarda Dürtmen’i sadece “potansiyel rezerv” olarak işaretleyebilir. Ama Alaçamlılar için Dürtmen, yalnızca bir coğrafya değil; aynı zamanda bir kimliktir, bir varoluştur.

Bugün Dürtmen’e sahip çıkmak, yalnızca Alaçamlıların değil, hepimizin görevidir. Çünkü doğa sınır tanımaz. Bir dağa saplanan hançer, er ya da geç hepimizin kalbine dayanır.

Ve Alaçamlılar biliyor:

Eğer Dürtmen düşerse, sırada başka dağlar vardır. Eğer bugün susulursa, yarın çocukların alnına şu kara yazı kazınacaktır:                                                                                                 “Bir zamanlar burada orman vardı.

ADALETİN ve DOĞANIN SON NEFESİ 

Ama bir yandan da sormadan edemiyoruz: Hukuk nerede?
Halkın en son umudu, en azından bağımsız kalacağına inandığı kurum, neden çoğu kez şirketlerin çıkarlarını koruyan kararlarla karşımıza çıkıyor? Zeytinlikleri, ormanları koruyan yasalar bile “istisnalar” adı altında deliniyor.

Siyasetin kara bulutu gökyüzünü kaplamış olabilir. Ama asıl karanlık, adaletin yerine koyulan çıkar hesaplarının, hukukun sessiz çığlığının üzerimizde yarattığı gölgedir.

Bugün Dürtmen Dağı’na, Kazdağları’na, Akbelen ’e dokunulurken susarsak, yarın nefes alacak bir ağacımız, içecek bir suyumuz kalmayacak. Bugün ses çıkarmayan eller, yarın geleceğimizin elleri olacak; o ellerin altında yalnızca kurumuş yapraklar, kırılmış dallar kalacak.

Oysa doğa, sessizdir ama unutmaz. Toprak, su, ağaçlar ve dağlar; hepsi bir gün kendilerini savunacak bir çığlıkla geri döner. İşte o gün geldiğinde, sessiz kalanlar pişmanlıkla bakakalmaktan başka bir şey yapamaz.

Bugün Dürtmen Dağı’na sahip çıkmak, sadece Alaçamlıların değil, hepimizin görevidir. Çünkü Dürtmen yalnızca bir dağ değildir; o, geçmişimizdir, bugünümüzdür, geleceğimizdir.

Siyasetin gölgesi geçici olabilir, ama doğanın yok oluşu kalıcıdır.
Ve unutmayalım:

Dürtmen Dağı vatandır. Vatana dokunulmaz!

 

 

 


MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

16.09.2025 18:52:00

DÜRTMEN DAĞI VATANDIR!

Kara Bulutun Gölgesinde Ülkenin üzerine çöken ağır bir hava var.

TÜİK’İN MANİPÜLASYONLU RAKAMLARINA KANMIYORUZ VE İKTİDARIN SEÇİM VAATLERİNİN PEŞİNDEYİZ!

BES SAMSUN ŞUBE BAŞKANI TULUK; ENFLASYON AÇIKLANDI, RAKAMLAR YALAN, YOKSULLUK GERÇEK!

BİRLEŞİK KAMU-İŞ SENDİKASI SAMSUN ŞUBE BAŞKANI; TÜM ÇALIŞANLARA SEYYANEN ZAM YAPILMALIDIR!

SAMSUN TSO YÜKSEK İSTİŞARE KURULU İLK TOPLANTISINI YAPTI!

SAMSUN TSO YÖNETİMİNE BAŞARILAR DİLEDİLER…

SAMSUN 11 AYDA 171 ÜLKEYE İHRACAT YAPTI!

Birleşik Kamu-İş Samsun Şubesi; Sermayeye Değil Emekçiye Bütçe!

TÜİK Talimatlı Oranlarla Cebimizden Çalmaya Devam Ediyor

CHP’li Hancıoğlu: Fındık üreticimizi, kartel hizmetkârı iktidardan kurtaracağız!

Türkiye’de Fındık ve Mamulleri Sektöründe Ferrero Fındık, 6. Kez İhracat Şampiyonu Oldu!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 5 5 0 0 14 15
2.Fenerbahçe 4 3 0 1 5 10
3.Trabzonspor 5 3 1 1 2 10
4.Göztepe 5 2 0 3 5 9
5.Antalyaspor 5 3 2 0 1 9
6.Gazişehir Gaziantep 5 3 2 0 -2 9
7.Konyaspor 4 2 1 1 5 7
8.Alanyaspor 4 2 1 1 2 7
9.Samsunspor 4 2 1 1 1 7
10.Beşiktaş 3 2 1 0 0 6
11.Eyüpspor 5 1 3 1 -5 4
12.Kasımpaşa 4 1 3 0 -2 3
13.Kayserispor 4 0 1 3 -4 3
14.Fatih Karagümrük 4 1 3 0 -5 3
15.İstanbul Başakşehir 3 0 1 2 -1 2
16.Rizespor 3 0 2 1 -5 1
17.Kocaelispor 5 0 4 1 -6 1
18.Gençlerbirliği 4 0 4 0 -5 0