Sonra hayat, yerüstünde akmaya devam eder.
Ama yer altında hayat durmaz.
Sadece kararır.

Türkiye’de madencilik bir meslek değildir; bir yazgıdır. Sabah işe giden bir babanın akşam eve dönüp dönmeyeceğiyle ölçülen, bir çocuğun kapı gıcırtısından umut devşirdiği, bir eşin her vardiyada “bugün de sağ salim” diye dua ettiği ağır bir kader… Maden, bizim memlekette yalnızca kömür çıkarılan yer değildir; umut gömülen, hayatlar yarım kalan, karanlığın mesai arkadaşı olduğu kuyulardır.

“Madenciler Günü” diyoruz.
Peki, gerçekten kutlanacak bir gün mü bu?

Soma’yı unutabilir miyiz? 301 can…
Ermenek’te suya teslim edilen yaşamları,
Kozlu’da alevlere bırakılan bedenleri,
Amasra’da patlamayla dağılan umutları…

Her facianın ardından aynı cümleler kurulur:
“Fıtrat.”
“Takdir.”
“Gereği yapılacak.”

Ama ne değişir?
Bir iki alt düzey sorumlu, birkaç göstermelik ceza, yıllara yayılan davalar… Dosyalar kapanır ama mezar taşları kapanmaz.

Türkiye’de madencinin ölümü, neredeyse mesainin parçasıdır. Ocağa girerken yalnızca baretini değil, hayatını da teslim eder. Çocuğunu koklayarak çıktığı kapıdan dönüş ihtimali artık bir “olasılık”tır. Ve bu olasılık, iktidarın istatistiklerinden ibarettir.

Çünkü onlar için maden; sayı, üretim, grafik ve ihaledir.
Madencinin canı ise dipnot.

Bir facia olur, üç gün yas tutulur, dördüncü gün unutma başlar. Hesap vermesi gerekenler görünmez olur; hukuk, yavaşlatılır; sorumluluk zinciri en zayıf halkada koparılır. Aklandıkça güçlenen bir cezasızlık kültürü büyür.

Hukuki Boyut: Adaletin Uzayan Kuyusu

Madencilik faciaları sadece vicdan meselesi değildir; aynı zamanda hukuk sınavıdır. Ceza hukukunda tartışılan “bilinçli taksir”–“olası kast” ayrımı, pratikte şuna dönüşür: Güçlü olanın kusuru daraltılır, zayıf olanın suçu genişletilir.

Türkiye’de madencilik davalarının ortak sorunları bellidir:

  • Soruşturmalarda gecikme,
  • İddianamelerde daraltma,
  • Sorumluluğun taşeron zincirinde eritilmesi,
  • Delil ve bilirkişi süreçlerinin sürüncemede bırakılması,
  • Kamu görevlilerinin etkin soruşturulmaması.

Sonuç? Yıllara yayılan davalar, ailelere “adalet yorgunluğu”, sanıklara ise “zaman kazanma” sağlar. Hukuk, eğer caydırıcı olamazsa, bir daha ölümler olur. Oluyor da.

Adaletin işlevi yalnızca ceza vermek değildir; gelecekteki ölümleri engellemektir. Bunun için:
Bağımsız soruşturmalar,
Güçlü denetimler,
Taşeronluğa sınır,
Şeffaflık ve hesap verilebilirlik şarttır.
Bunlar yoksa, kararlar kâğıtta kalır, ölüm yer altında sürer.

Davalar Nerede? (Kısa ve Kaynaksız Özet)

  • Soma (301 can): Ana davada verilen sınırlı cezalar ve kamu görevlileri yönünden açılan geç–parça parça davalarla yürüyen süreç; yıllar sonra gelen kararlar aileleri tatmin etmedi, tartışma hâlâ sürüyor.
  • Ermenek (18 can): Sorumlulara verilen hapis cezaları, istinaf–temyiz süreçleri derken adalet gecikti; dava bitti denilen yerde bile vicdan kapanmadı.
  • Kozlu ve Zonguldak havzası: Farklı yıllara yayılan facialar nedeniyle açılan davalar parça parça ilerledi; kamusal sorumluluğa ilişkin dosyalar çoğu kez daraltıldı.
  • Amasra (43 can): Sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararları kamuoyunda “ceza var ama yeter mi?” sorusunu doğurdu; aileler caydırıcılığın sağlanmadığını düşünüyor.

Özetle: Bu ülkede maden davaları hızla değil, ağır ağır yürür; güçlülerin sorumluluğu yumuşatılır, zayıfların acısı büyütülür.

Bir gün değil, hesap…

Madenciler Günü, çiçek gönderme günü değildir.
Bir daha ölmemeleri için sistem kurma günüdür.

Nutuk atma günü değildir.
Rant düzenini yıkma günüdür.

Paylaşım günü değildir.
Sorumluluk alma günüdür.

Bugün 4 Aralık.
Bir kez daha mesajlar yazılacak.
Ama yer altında yine sessizlik konuşacak.

Madenciler Günü kutlu değildir.
Madenciler Günü utanç günüdür.

Bu ülke, yer altındakilere sahip çıkmadan yer üstünde adalet kuramaz.
Madencisini korumadan insanlıktan söz edemez.

Bugün bir “gün” değil; bir aynadır.
Ve o aynada siyasetin yüzü, kömür karasıdır.


MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

4.12.2025 16:01:00

Madenciler Günü mü, Unutulanların Günü mü?

Takvimler 4 Aralık’ı gösterdiğinde, adına “Dünya Madenciler Günü” denilen o kısa cümle sosyal medyada dolaşıma girer. Bir-iki temenni, süslü ifadeler, birkaç fotoğraf…

TÜİK’İN MANİPÜLASYONLU RAKAMLARINA KANMIYORUZ VE İKTİDARIN SEÇİM VAATLERİNİN PEŞİNDEYİZ!

BES SAMSUN ŞUBE BAŞKANI TULUK; ENFLASYON AÇIKLANDI, RAKAMLAR YALAN, YOKSULLUK GERÇEK!

BİRLEŞİK KAMU-İŞ SENDİKASI SAMSUN ŞUBE BAŞKANI; TÜM ÇALIŞANLARA SEYYANEN ZAM YAPILMALIDIR!

SAMSUN TSO YÜKSEK İSTİŞARE KURULU İLK TOPLANTISINI YAPTI!

SAMSUN TSO YÖNETİMİNE BAŞARILAR DİLEDİLER…

SAMSUN 11 AYDA 171 ÜLKEYE İHRACAT YAPTI!

Birleşik Kamu-İş Samsun Şubesi; Sermayeye Değil Emekçiye Bütçe!

TÜİK Talimatlı Oranlarla Cebimizden Çalmaya Devam Ediyor

CHP’li Hancıoğlu: Fındık üreticimizi, kartel hizmetkârı iktidardan kurtaracağız!

Türkiye’de Fındık ve Mamulleri Sektöründe Ferrero Fındık, 6. Kez İhracat Şampiyonu Oldu!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 14 10 1 3 20 33
2.FENERBAHÇE A.Ş. 14 9 0 5 18 32
3.TRABZONSPOR A.Ş. 14 9 1 4 13 31
4.GÖZTEPE A.Ş. 14 7 2 5 10 26
5.SAMSUNSPOR A.Ş. 14 6 1 7 7 25
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 14 7 4 3 7 24
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 14 6 4 4 -1 22
8.KOCAELİSPOR 14 5 6 3 -3 18
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 14 4 6 4 3 16
10.CORENDON ALANYASPOR 14 3 4 7 -1 16
11.TÜMOSAN KONYASPOR 14 4 7 3 -4 15
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 14 3 6 5 -6 14
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 14 4 8 2 -11 14
14.KASIMPAŞA A.Ş. 14 3 7 4 -7 13
15.İKAS EYÜPSPOR 14 3 8 3 -8 12
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 14 2 6 6 -17 12
17.GENÇLERBİRLİĞİ 14 3 9 2 -7 11
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 14 2 10 2 -13 8