Sokak hayvanlarına ÖTENAZİ yasasını çıkarıyoruz ama, bunun tam aksini bize uygularlarsa halimiz nice olur, yasayı çıkaranlara karşı tepkiniz neler olur? Kendinizi sokak hayvanları yerine koydunuz mu?

Tabi ki de koymadınız! Kendiniz ionların yerine koysaydınız eğer bırakın bu yasayı çıkarmayı, tek bir kelam edilmesine bile tahammül edemezdiniz!

Benim evimde yetiştirdiğim bir hayvanım yok, ama kızımın ve oğlumun evinde çok sevimli sadık, onlarla sevinen, onlarla hüzünlenen birer sadık dostları, evlatları var evlerinde.

Sokak hayvanları ne demek? Bu ifadeyi kullanırken hiç mi içiniz acımıyor? 

Hayvanlar konusunda önce insani ve vicdani, ardından hukuksal değerlendirmeler yaptınız mı?

Sokaklara terk edilmiş oralarda yaşayan hayvanlar, sahipsiz, kimsesi olmayan, korunmasız, hiçbir güvencesi olmayan, yaşamak için hakları sürekli ellerinden alınmış, şansı, kaderi olmayan hayvanlar patili sadık dostlarımız.

Gündemimiz de hiçbir sorunumuz yokken gökten zembille düşer gibi düşen sahipsiz hayvanlara karşı gittikçe yoğunlaşan sahipsiz hayvanlara ilişikin tepkiler çığ gibi büyümekte. Ne yazık ki be tepkiler  sokak hayvanlarının en temel hakkı olan yaşam hakkını hiçe sayan, sadece insan odaklı, diğer tüm varlıkları da deyim yerindeyse yaşadığımız dünyanın kölesi, gördüğüne inandığımız bir yola doğru evirilmekte. 

Hayvanı koruma altına almak, rehabilite etmek zorundayız aslında.  Ancak şu gerçeği göz ardı etmeden, zalim olmadan, öldürmeden, aç ve susuz bırakmadan, yukarıda bahsettiğim gibi empati kurarak gerçekleştirmeliyiz. Derseniz ki, işimiz gücümüz yok bununla mı uğraşıp zaman öldüreceğiz ÖTENAZİ uygulayarak öldürelim gitsin bunun insani ve vicdani yanının olmadığını bizden çok sizde biliyorsunuz!

Koruma altına almanın diğer bir yolu bence en önemli  kriterlerin başında Kısırlaştırma gelmektedir.

Sahibi olmayan hayvanların popülasyonun artmaması için daha fazla nüfusa erişilmemesi için “KISIRLAŞTIRMA, AŞILAMA ve ALDIĞINIZ YERE BIRAKMA” tek çıkar yoldur.

Samsun’da özellikle katıldığım tüm basın açıklamalarında, belediyelerce kısırlaştırılan hayvanların büyük bir kısmı  çoğu zaman alındıkları yerlere, yani doğal yaşam alanlarına da bırakılmadıkları ifade edildi. Haberlerimizi bu şekilde yaptık. 

Hatta yaptığım haberlerde; “kısırlaştırma bile yapılmadan doğal yaşam olanı olan bölgeden alınıp ormana atılan onlarca sahipsiz hayvan var. Buralara gönüllü vatandaşlar gidiyor, besleme yapıyor, yaralıları tedaviye alıyor; yani, Devletin bakamadığına vatandaş bakıyor, Devletin bir kenara attığı sahipsiz bir cana vatandaş sahip çıkıyor” şeklinde açıklamalarla sürekli anlatılmakta. Ancak gel gelelim sonuçta elde var sıfıra sıfır.

Sonuç olarak; 

Her şeyde olduğu gibi çevremizi doğamızın içine biz insanlar ederek kirletiyoruz. Burada asıl sorun, temizlemek olmamalı kirletmemek olmalıd diye düşünüyorum. Kanunlardan bahsetmeden herkesin bir vicdanı var onlara seslenelim sigara izmariti, peçete, plastik ve cam şişeler, vb. çöpü, pisliği bırakmak çok mu etik? Nasılsa belediyeler temizler mantığı çok mu doğru? Sokak hayvanları adını koyup da hayvanlara zulmetmek de neyin nesidir?  Mevcut şartlarda. Liyakat ve eşitlik dahil her şeyin temeli adalettir.