MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Tarih: 01.03.2024 01:49

YAŞAR KEMAL’İN KALEMİNDEN; “FİKİR İŞÇİLERİNİN DÜN YAPTIĞI SESSİZ YÜRÜYÜŞ!”

Facebook Twitter Linked-in

Şu sabah erkenden uyandım. Dün gazetelerde gazete sahiplerinin protesto yazısını okumuştum. 

Gazeteler bazı kanunları protesto etmek üzere üç gün çıkmayacaklardı. Bu kanunlardan birisi fikir işçilerinin haklarını koruyordu. Ve gazete sahipleri buna karşı geliyorlardı. Yıllardan beri Türk fikir işçisinin ilerisini garantiye alan hiçbir dayandığı kanun, tutunduğu dal yoktu. Türk fikir işçisi dert içinde, bela içindeydi. Bence bu bizim gazete sahiplerinin hoşuna gitmeliydi. 

Bu kanunun bize verdiği haklar o kadar aşırı haklar değildi. Bazı gazeteler zaten hakların bir kısmını fikir işçilerine tanıyorlardı. Bu öfke ne öyleyse? Belki bir kırılma, bir zinciri koparmadır bu. Sonu gelecek diye bir tereddüt mü var?

Resmi ilan işi fikir hürriyetini dolayısıyle kısıyor diyorlar. Bu, ona karşı bir protestodur, diyor bazıları. Fikir işçilerine karşı değildir, diyorlar. Öyleyse, açıkça bunu söylemezler miydi?  Söyleseler, eğer fikir hürriyeti kısılıyorsa, biz fikir işçilerinin haklarını koruyan kanuna karşı değiliz diyebilirdi.

Şimdi siz onlarla birlikte değiliz. Onların bu hareketini protesto ediyoruz. Haklarımızı koruyan kanunun yanındayız.  

Bu sabah erken uyandım demiştim. Hep kafamda bir düşünce vardı. Biz bu protestoya karşı nasıl tavır takınacağız. 

Çoğumuzun başında viran kalası evladı ayal vardı. Ve bu gazetelerden gözünün yaşına bakmadan, hiç sebepsiz insanlar koğulmuşlardı. Korku vardı. Korku. Ekmek. O bir parça ekmeğin elden alınma korkusu. Bunu göze alanlar da çıkacaktı, alamıyanlarda. Alamıyanlara ne diyebilirdik? Alanlar için olağandır derdik ama… Belki bazı gazete sahipleri bu işi çok medeni karşılayacaktı. Bunun bir ekmek ve hürriyet savaşı olduğunu bilip söyleyeceklerdi. Yürekten bizimle birlikte olanlarda vardı. Destekleyeceklerdi bizi. Anında içlerinde ekmeğimizi kesecekler de vardı.

Yani bu sabah kaç kişi gelecekti, bizim protestoyu protesto edişimize kaç kişi katılacaktı? Bu benim için önemliydi. 

Bu hareket memleketimizde bir dönüm noktası olabilirdi. Olacaktı. İşçinin iş sahibinden hakkını koparması… Koparılmış hakkını geri vermemesi…

Sabahın dokuzunda Gazeteciler Sendikasında çok az kişi vardı. Ama heyecanlıydılar. Bu kadar az kişide olsa iş görülebilirdi. Ama bu işe bütün fikir işçilerinin eksiksiz katılmaları çok iyi olurdu. Birden saat on bire doğru koskoca salon doldu. İğne atsan yere düşmüyordu insandan. Bu göz yaşartıcı bir haldi. Bir haksızlığa karşı baş kaldırmaydı. Bu arkadaşlar işlerini, gazetelerini, emeklerini, hürriyetlerini seviyorlardı.

Salonda hemen bütün basın işçileri vardı.

Bu birlik ne güzel bir birlikti. Ne güzel arkadaşlık, ne güzel bir sarılmaydı biri birimize. Göz yaşartıcı bir manzaraydı salon.

Ve Türk Fikir İşçileri vakurdu. Kaşı koymanın, hak aramanın güzelliğindeydi her şey.

Dövizleri yazılmağa başlandı. Bir tanesinin üstünde durmağa değer.

“Menderese boyun eğenler, hürriyete baş kaldırıyorlar.” Bunun üstünde önlem durmak gerek. Sonra haksızlık da yapmamak gerek. Bu dokuz gazetenin hepsi Menderese boyun eğmedi. Bir ikisi her zaman baş kaldırdı. Ama Menderesi kulu kölesi olanlar.

Gazete kapatmak için Menderes devrinde her gün vesile çıkıyordu. Birleşmeyenler. Türk fikir işçisinin hakları karşısında… Ne güzel birleşiyorlar bunu Türk halkı, Türk çıkarı umumiyesi böyle biliyor. Böyle düşünüyor.

Ne olursa olsun. Gazete sahiplerinin bu hareketlerini iyi karşılamadık. Bu hareket. Türk gazeteciliğini halkın gözünden düşürmek demektir. Onlarla birlik değil, onların bu hareketine karşıyız. Bütün Türk fikir işçileri bugün hep bir ağızdan basınımı       bunu söyledi. Basınımızın onurunu kurtardı.

Bu basın tarihimizin en şerefli yerini alacak bir harekettir.

Ekmeği ve hürriyeti korumanın en büyük çabasıdır.

Bu gazete, elinizdeki bu gazete de, bu karış koymanın en güzel delilidir. Türk fikir işçileri ne gibi şart altında olursa olsun okuyucularına seslenecektir.

Bugün bütün Türk işçilerine örnek bir gün olarak göstermeliyiz. Bugünü Türk Fikir    İşçilerine örnek bir gün olarak göstermeliyiz.

Bu harekete küçücük bir karşı koymadır. Değmez diyeceksiniz. Hayır, yüzde yüz birleşmenin zaferidir. Birleştikten sonra, haksızlığa uğrayanlar yüzde yüz birleştikten sonra, bu dünyada onları yenecek güç yoktur. Biz bugün öylesine birleştik ki… Birleşmenin, ilk olarak birleşmenin zaferi… Bu yüzden bugünün anlamı büyüktür. Türk Fikir İşçilerinin Zafer Bayramı Kutlu olsun.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —