Basın açıklamasında kullanılan her cümle, her satır, kamuoyunun aklıyla alay etmektedir.
“Alaçam kazandı, doğamız güvence altında” diyorlar.
Peki, soruyorum: Alaçam doğası için mücadele verilirken siz neredeydiniz? Dürtmen’in dağlarında nöbet tutan köylülerin, pankart asan gençlerin, imza toplayan kadınların yanında mıydınız? Hangi kitlesel eylemde, hangi dayanışma toplantısında gördük sizi?
Açıklamada isimleri sıralanan makam sahiplerinin çoğu, bu süreçte tek bir kez bile bölge halkının sesine kulak vermemiş, çevre örgütleriyle bir araya gelmemiştir. Şimdi ise fotoğrafların altına kendi imzalarını koyarak halkın mücadelesini “makam mücadelesine” çevirmektedirler.
Daha da ironik olanı, bugün çevre hassasiyeti nutukları atanların, ülkenin dört bir yanını maden şirketlerine, enerji tekellerine ve taşeronlara açan iktidarın bir parçası olmalarıdır. Bu ülkeye maden tekellerini dolduran, doğa talanını teşvik eden, çevre mevzuatını şirketlerin lehine düzenleyen kimdi? Elbette bugün “zafer” diye ilan edilen bu tablonun da siyasi sorumlusudur.
Basın açıklamasında geçen
“Bu süreci başından beri büyük bir hassasiyet ve kararlılıkla takip ettik”
cümlesi, ancak mücadeleye gerçekten emek vermiş insanların emeğini küçümsemek anlamına gelir.
Oysa gerçek ortada: Mücadeleyi yürütenler Alaçam halkıdır, köylülerdir, çevreciler ve duyarlı yurttaşlardır.
Bugün açıklamayı yapanlar, halkın mücadelesini sahiplenip “zaferin mimarı” rolüne soyunarak, aslında kamuoyunu yanıltmaktadır. Bu açıklama, Dürtmen’de verilen çevre direnişinin üzerine çekilmiş bir politik perdeden ibarettir.
Dürtmen’in doğasını, suyunu, toprağını koruyanlar belli.
Onlar, sabahın ayazında pankart taşıyan kadınlar, kepçenin önünde duran gençler, köy kahvesinde dilekçe yazan emekçilerdir.
Ve onlar, bugün sahneye çıkan bu isimleri hiç görmediler.
Bu yüzden açıkça söylüyorum:
Bu basın açıklaması, halkın emeğini gasbeden, gerçekleri çarpıtan, kamuoyunu yanıltan bir metindir.
Halkın iradesiyle kazanılmış bir zaferin üstüne siyaset perdesi çekmeye kimsenin hakkı yoktur.
Doğayı koruyan halktır, çevre mücadelesinin gerçek sahipleri onlardır.
Bugün Alaçam kazandıysa, o zaferin mimarı halkın vicdanıdır.
Ve halk, bu tür açıklamalara kanmayacak kadar bilinçlidir.