MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Tarih: 06.11.2025 10:18

Gazetecilik Suç Değil, Onurdur

Facebook Twitter Linked-in

Kim olduklarının ötesinde, bu tablo bir kez daha gösteriyor ki bu ülkede kalemini hakikat için oynatmak hâlâ cesaret işi. Mesele artık bireylerin isimlerinden ibaret değil; mesele, bir ülkenin basın özgürlüğüyle, ifade hürriyetiyle, demokrasisiyle imtihanıdır.

Gazeteciler, suçlu değil kamu adına soru soran, sorgulayan, anlatan insanlardır. Bu ülkede yıllardır aynı senaryoyu defalarca gördük. Farklı dönemlerde, farklı iktidarlar, benzer reflekslerle gazetecileri susturmak istedi. Ama tarih bize her defasında aynı sonucu gösterdi: Hakikat, en sonunda yine yolunu buldu.

Bugün gözaltına alınan gazeteciler, yalnızca kendi adlarına değil, bu mesleğin onuruna dokunulduğu için haber oldular. Evleri basılan, telefonlarına el konulan, ifadeye çağrılan her gazeteciyle birlikte toplumun haber alma hakkı da kelepçeleniyor. Çünkü bir gazeteciyi susturmak, aslında halkın kulağını tıkamak, gözünü kapatmak demektir.

Biz Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak çok netiz: Gazetecilik suç değildir. Gazeteci, her türlü baskıya rağmen halka gerçeği anlatmakla yükümlüdür. Basın özgürlüğü sadece gazetecinin hakkı değil, halkın hakkıdır. Çünkü özgür basın olmadan özgür toplum olmaz.

Bugün yaşananlar bir yargı meselesinden çok daha fazlasıdır. Bu, gazetecilik mesleğine yönelik sistemli bir sindirme politikasıdır. “Yalan bilgi yaymak” gibi soyut ifadelerle, mesleğini yapan insanları hedef almak, hukukun değil siyasetin dilidir. Biz bu dili reddediyoruz. Çünkü hiçbir yasada “hakikati yazmak suçtur” diye bir madde yoktur. Ama bugün, hakikati dile getiren herkes zan altındadır.

Samsun’dan, Anadolu’nun her köşesinden, bu baskı düzenine karşı sesimizi yükseltiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki susarsak, sadece kendi mesleğimiz değil, ülkenin vicdanı da susturulmuş olur. Gazetecilik bir suçlama konusu değil, demokrasinin sigortasıdır. Bu sigorta yanarsa, halkın gerçeğe ulaşma hakkı da kül olur.

Bu ülkenin gazetecileri korkmadı, korkmayacak. Çünkü bizler, mesleğimizin bedelini defalarca ödedik. Kimimiz işsiz kaldık, kimimiz davalık olduk, kimimiz tutuklandık. Ama yine de kalemimizi bırakmadık. Çünkü bu kalem, yalnızca mürekkep değil, halkın sesiyle dolar.

Gazetecilik, hakikatle iktidar arasındaki çizgide duran bir vicdan işidir. Kimi zaman o çizgi çok tehlikeli olur. Ama bu meslek, o tehlikeyi göze alan insanların omzunda yükselir. Bugün gözaltına alınan gazeteciler, aslında bizim hepimizin onurudur. Çünkü onların susturulmak istenmesi, bizim hepimize yönelmiş bir tehdittir.

Bizim derdimiz kişisel değildir. Bizim derdimiz demokrasi, adalet ve özgürlüktür. Gazetecilik bir kamu hizmetidir. Bu hizmetin engellenmesi, sadece bir meslek grubunun değil, bir toplumun geleceğinin gaspıdır.

Soruyoruz: Neden her kriz anında ilk hedef gazeteciler olur? Neden her eleştiri, “yalan bilgi yayma” bahanesiyle susturulmaya çalışılır? Neden bu ülkede haber yapmak, bir cesaret meselesine dönüştü?

Gazeteciler suçlu değildir. Onlar, gerçeğin peşinde koşan, halkın gözüdür. Eğer bir ülkede gazeteciler kelepçeleniyorsa, o ülkenin vicdanı da prangadadır. Biz bu prangaları kabul etmiyoruz.

Bugün, özgür basını savunmak, yalnızca gazetecilerin değil, her yurttaşın sorumluluğudur. Çünkü basın özgürlüğü elden giderse, hiçbirimiz gerçeğe ulaşamayız. Halkın bilgiden mahrum bırakıldığı bir ülke, karanlığa mahkûm olur.

Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak diyoruz ki:
Gazeteciliği suç gibi göstermeye çalışan her anlayışa karşı direneceğiz.
Gazeteciler susarsa, ülke susar.
Kalemler kırılmasın, hakikat saklanmasın.
Gazetecilik onurumuzdur, susturulamaz.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —