MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Tarih: 05.10.2025 00:56

“Kutlanmayan Gün: Öğretmenler Günü”

Facebook Twitter Linked-in

Çünkü dünyanın dört bir yanında öğretmenler alkışlarla hatırlanırken aynı anda yoksullukla, işsizlikle, güvencesizlikle ve değersizleştirilmiş bir meslek kimliğiyle yaşamaya zorlanıyor.

Türkiye’nin Öğretmen Manzarası

Türkiye’de tablo oldukça çarpıcı. Resmi verilere göre bugün 700 bini aşkın öğretmen adayı atama bekliyor. Üniversiteyi dereceyle bitiren, yıllarını sınavlara adayan gençler, “atanamayan öğretmen” adıyla bir istatistiğe dönüşüyor. Kimisi geçimini sağlamak için pazarda tezgâh açıyor, kimisi inşaatlarda çalışıyor. Ve maalesef, ekonomik ve psikolojik bunalım sonucu yaşamına son veren öğretmen adaylarının haberleri ülkenin hafızasında kara bir leke olarak yer ediyor.

Atanabilen öğretmenler için de tablo farklı değil.

Dünyada Öğretmen Gerçeği

Sorun yalnızca Türkiye’ye özgü değil.

Sorunların Ortak Adı: Değersizleştirme

Türkiye’de ve dünyada tablo farklı gibi görünse de özünde aynı: Öğretmenlik, iktidarların gözünde bir “tasarruf kalemi”, piyasaların gözünde “ucuz iş gücü”, toplumun gözünde ise giderek “saygınlığını yitiren” bir meslek haline getiriliyor.

Oysa öğretmeni değersizleştiren bir ülke, kendi geleceğini de değersizleştirir. Öğretmenin itibarı, öğrencinin geleceğiyle doğru orantılıdır.

Gerçek Kutlama İçin Gerekenler

5 Ekim, çiçek verilerek, billboardlara süslü cümleler yazılarak kutlanacak bir gün değil. Ancak somut adımlarla anlam kazanabilir:

Bugün 5 Ekim. Kutlama değil, hesap sorma günü olmalı. Çünkü öğretmen yalnızca bir meslek grubu değil; toplumsal hafızanın, ortak geleceğin, özgür düşüncenin taşıyıcısıdır.

Öğretmeni yalnız bırakan bir toplum, aslında çocuklarını da geleceksiz bırakır. Çünkü aslında öğretmenler günü yok; öğretmenlerin hak ettiği geleceği kurma iradesi var ya da yok.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —