MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Tarih: 06.08.2025 10:00

"Resmi Enflasyon Rakamı Düşerse, Kira da mı Düşüyor?"

Facebook Twitter Linked-in

 Gerçek Hayatın Enflasyonu Nerede?

Evet, TÜİK yıllık enflasyonu %33,52 olarak açıklıyor ama İstanbul’da iki çocuklu bir ailenin aylık mutfak gideri son 6 ayda yaklaşık %45 arttı. Kira? O bambaşka bir hikâye: İlkadım Kadıköy’de 3.000 TL’ye kiralanan dairelerin bugün ilan fiyatı 20.000 TL seviyesinde. Berberden manava, lokantadan eczaneye kadar her sektörde fiyat artışı gözle görülürken TÜİK’in "ortalama fiyat artışı" kamuoyuna güven vermiyor. Çünkü bu artış ne pazardaki biberin fiyatını, ne marketteki deterjanı, ne de çocuk bezindeki zammı temsil ediyor.

 

Sektör Bazlı Fiyat Dinamikleri

1. Gıda Sektörü:
ENAG, gıda grubundaki fiyat artışını yıllık %78’e yakın açıklarken, TÜİK’in %27,95’lik verisi “gerçeklikle bağını koparmış” olarak görülüyor.

2024 Temmuz: 5 lt ayçiçek yağı 179 TL

2025 Temmuz: 5 lt Ayçiçek yağı 289 TL
Bu, sadece bir örnek. Aynı marketten yapılan alışveriş fişleri bu farkı ispatlıyor.

2. Barınma ve Kira:
TÜİK’in hesapladığı konut enflasyonu %18–20 civarında. Ancak İstanbul, İzmir ve Ankara’da kira artış oranları %100’ü aşalı çok oldu.
Kamuoyunda sık sık şu ironi yapılıyor:
“Eğer TÜİK’e göre kira artmadıysa, ev sahibime TÜİK’le konuşmasını önersem sorun çözülür mü?”

3. Ulaşım ve Enerji:
Otobüs bileti, akaryakıt ve elektrik faturaları son bir yılda %40–60 oranında zamlandı. Fakat TÜİK bu gruplardaki ağırlığı düşürerek genel oranı düşük göstermeyi başarıyor.

 

Sosyal Medyada Algısal Enflasyon

“TÜİK %2 dedi, ama ben bu hafta pazarda %10 fark ödedim.”

“Markette fiyatlar haftalık değişiyor, TÜİK’e göre aylık %2...”

Vatandaş kendi ekonomisinin istatistikçiliğini yapıyor artık. TÜİK’in güven kaybı öyle bir noktaya geldi ki, insanlar market fişlerini biriktirerek sosyal medyada “alternatif enflasyon” hesaplamaya başladı.

Bu algı veriden güçlü. Çünkü deneyim veriyle örtüşmeyince, halk kendi gerçekliğine inanır. Bu, artık yalnızca ekonomik bir mesele değil; sosyolojik bir gerçeklik.

 

İstatistikle Gerçeklik Arasında Kalan Siyaset

TÜİK’in açıkladığı oranlar yalnızca “bilgi” değil; maaş artışları, memur ve emekli zammı, sosyal yardımlar gibi hayati kararların temel taşı.

Emekli, %33 TÜİK zammıyla geçinemiyor.

Asgari ücretli, markette %70 enflasyon hissediyor ama TÜİK’e göre refah içinde.

Bu durumda da şu soru doğuyor:
"Veri düşük tutuluyorsa, sosyal yardım niye artsın?"

Verinin politik etkisi, teknik hesaplamaların çok ötesinde. Şeffaf olmayan veri, kamu güvenini zedeler.

 

Ne Yapılmalı?

  1. Madde bazlı fiyat listesi yeniden açıklanmalı. Böylece hangi ürünün ne kadar zamlandığı kamuoyunca doğrulanabilir hale gelir.
  2. Bağımsız veri kaynakları ciddiyetle izlenmeli. ENAG, İTO, sendika araştırmaları görmezden gelinmemeli.
  3. Sokak verisi – algı – istatistik üçgeni yeniden kurulmalı. Verinin halkın deneyimiyle örtüşmesi şart.

 

Gerçekler İstatistiğe Sığmaz

Bir ülkenin ekonomik gücü, yalnızca “ortalama değerler” üzerinden ölçülmez. En yoksulun, en kırılganın ne kadar zorlandığı belirleyicidir.
TÜİK'in rakamı %33, halkın hissettiği %60'sa, ekonomi büyüyor değil, güven küçülüyor demektir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —